Mario Lemina

O bir bel korsesi, can suyu... Lemina'yı daha nasıl anlatabiliriz bilemiyorum. 2025'in başında yolu ikinci kez takımımız ile kesişen Lemina, Galatasaray'ımızın adeta omurgasına destek olmuştu ve hala olmaya devam ediyor. Takıma katıldığı ilk günden itibaren fizik gücü, ikili mücadele kazanma oranı ve oyunun iki yönüne de yaptığı katkıyla kısa sürede taraftarın sevgisini kazandı. Lemina, orta sahadaki dinamizmi ve agresif pres kalitesiyle Galatasaray’ın oyun temposunu yukarı çekerken, takımın merkezde ihtiyaç duyduğu sertliği ve direnç noktalarını yeniden inşa eden bir yapı taşı haline geldi. Galatasaray’da geçirdiği ilk dönemin ardından ayrılığı bile taraftarın hafızasında sıcak bir iz bırakan Gabonlu futbolcu, Fransız So Foot dergisine verdiği bir röportajda; -"Wolves ile işler kopma noktasına geldiğinde, oradaki kaptanlık pazu bandımı bıraktım ve yeni bir projeye başlamaya karar verdim. Ve hayatımda ilk defa, telefonu aldım, ve bir takımın yöneticilerini aradım, Galatasay'ı." sözleri ile, onun sarı-kırmızılı kulüple kurduğu bağın samimiyetini gösteren en güçlü işaretlerden biriydi şüphesiz. Galatasaray, yalnızca futbol oynadığı bir takım değil; profesyonel ve kişisel gelişiminin en belirgin olduğu yerdi. “Bu kulüp bana her şeyi verdi” diyerek ifade ettiği aidiyet duygusu, hem taraftar tarafından karşılık buldu hem de onun sahadaki performansına yansıdı. Dönüşünden sonra da Galatasaray’ın orta sahadaki ritmini, direncini ve maç içi karakterini yeniden yukarı taşıdı. Lucas Torreira ile beraber Galatasaray'ın omurgası oldu. Sahaya çıktığında takımın oyun aklını değiştiren, temposunu artıran, gerektiğinde savunmaya set çeken bir savaşçı o. Sahada gördüğümüzde güven veren bir aslan.